Normalleşme sorunu
Altan Öymen
Son Köşe Yazıları

Normalleşme sorunu

22.05.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Son yerel seçimden sonra, malum, partiler arasında bir diyalog süreci başladı. Bunun öncüsü olan parti, seçimi kazanıp birinci parti olan CHP’ydi. Genel başkan Özgür Özel, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etti. İki genel başkan görüştüler. Erdoğan, o ziyareti iade edeceğini bildirdi. Öteki bazı partilerden ve sivil toplum örgütlerinden, süreçle ilgili açıklamalar geldi. Bazıları iyimserdi. Bazıları, bunun çok güç olduğu görüşündeydiler. İktidarın ve destekçilerinin tutumlarının buna imkân vermeyeceğini öne sürüyorlardı.

Kamuoyunda ise doğal olarak o alandaki gelişmeler ilgiyle izleniyordu.

***

O konuda en fazla dikkat çeken gelişmeler, AKP’nin yönetiminin adalet alanındaki tutumu ve kararlarıyla ilgiliydi. Ülkemizdeki cezaevleri, özellikle insan hak ve özgürlükleri açısından çok tartışmalı iddialarla suçlanıp tutuklanan ama haklarındaki iddiaların sonuca bağlanması bazen yıllarca süren insanlarla doluydu. Davalar sonuçlandıktan sonra da kararların bir kısmı, gerek Anayasa Mahkememizin kararlarına, gerek imza attığımız sözleşmelerle bizi de bağlayan uluslararası kararlara aykırı görülüyorlardı.

İşin asıl kaygı verici yanı, anayasamızın -mahkemelerin siyasetin baskısından ve etkisinden uzak kalması için- koyduğu kurallara rağmen, iktidardaki veya iktidarın destekçisi partilerin sözcülerinin, o anayasal kurulları hiçe sayarak mahkemelerin ne yapmaları gerektiğini telkin edici tavırlarını, demeçlerini sürdürmeye devam etmeleriydi.

Mevcut yasalardaki “suç örnekleri”ne ek olarak “yeni suç”lar icat edilmesi için, yasa değişiklikleri hazırlanmaktaydı. “Etkin casusluk suçu” gibi.

Bu ve benzeri durumların devam ettiği bir ülkede, “demokratik bir hukuk devleti”ndeki siyasal partiler arasındaki ilişkilerin “normalleşmesi”, tabii, kolay değildir.

Bugünkü iktidar sorumlularının da -tabii, normalleşme sürecinin sürdürülmesinden yana iseler- bunun gereklerinin yerine gelmesine, kendilerinin de karşı olmadıklarının işaretlerini vermelidirler. Geçen yazıda belirtmeye çalışmıştım. Diplomaside “güven artırıcı adım”lar diye adlandırılan adımları atmaktan geri kalmamalıdırlar.

Geçen hafta içinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşlarının ilerlemesine rağmen hapiste tutulmaları devam eden generallerin cezasının kaldırılmasıyla ilgili kararnameyi imzalaması o adımlardan biri sayılabilirdi. Beş komutanın listesi şuydu:

Çetin Doğan (84), Fevzi Türkeri (83), Yıldırım Türker (83), Cevat Temel Özkaynak (79), Erol Özkasnak (78).

Hapisten çıkışları ve aileleriyle buluşmaları, televizyondan izlenirken sadece onlar değil, onları izleyenler de çok duygusal anlar yaşadılar. O sahnelerin siyasal nedenlerinden çok, insani yanları etkileyiciydi. Haklarındaki haksızlıklar üzerinde -hapisten çıkışlarını sağlayan kararın imzalanmasının hayli gecikmiş olması dahil- üzerinde fazla durulmadı.

Ama ne kadar ilginçtir ki durumun siyasi yanını iktidar sözcüleri hatırlattı.

Hapisten çıkan paşalar, haklarındaki kararın bir “cezanın kaldırılması” olduğunu ifade etmişler. İktidar adına konuşanlar, buna itiraz ettiler. Peki, ne diyeceklerdi:

“Af kararı” demeleri gerekiyormuş. Oysa, o işlem, anayasaya göre de yasalara göre de işlemler sırasındaki ifadelere göre de “af” değil. Anayasanın, cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini sıralayan 104’üncü maddesine göre şöyle: (Cumhurbaşkanı) “Sürekli hastalık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır.”

İktidar destekçilerinin söylemlerine göre ise bu bir “af”... Bu konuda o kadar ısrarlılar ki aralarından biri, hapisten çıkanlar arasından gazetecilerin sorularını yanıtlayan ve haklarındaki işleme “cezanın kaldırılması” diyen bir generale kızmış, “Oradaki cezaevlerinde görevli olsaydım, onu yeniden hapse koyardım” diyor.

Nedir bu “af” sözünde ısrar?

Evet “af”, büyüklerden küçüklere uygulanan bir “iyilik” eylemi sayılır. Hatta “af”feden “büyük” insanı daha da büyüttüğü varsayılır. Ama bizim toplumumuzda o konuda bazı sınırlar var. Yaptığın iyiliği, o iyilikten faydalananın başına kakmayacaksın. Hatta başkalarına anlatıp bununla övünmeyeceksin. O yaptığını zaten Allah takdir eder... O konuda bir de söz vardır:

“İyilik et, denize at. Balık bilmezse, Halik (Allah) bilir” diye...

Gelenekleri bir yana koyup hukuki duruma bakarsak dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuları arasına da girmiştir. Hapiste yatanların özel hukukuyla ilgili hakları da dava konusu olmaktadır. Ayrıca “28 Şubat davası”yla ilgili olarak, hukukçular arasındaki tartışmalar da sürmektedir. Ama tüm bunları bir yana bıraksak bile, hapisten çıkanlara uygulanan “işlem”in anayasal adı “af” değil, “cezaların kaldırılması”dır.

Ve o işlem, insani yanıyla birlikte, toplumumuzun şu sıradaki siyasi ihtiyaçları açısından olumlu sayılabilir.

Ancak bugünkü duruma bakın ki bugünkü iktidar, aldığı “ceza kaldırma” uygulaması kararının olumlu tarafının toplumumuz tarafından görülüp bir iyimserlik etkisi yapmasına, bir başka açıdan da fırsat vermemeyi tercih etmiştir. O “ceza kaldırma” uygulamasıyla eşzamanlı olarak, mahkemelerin yeni ceza kararları alıp uygulamasını isabetli saydığını ve kararları desteklemekte olduğunu ilan ederek, benzeri ceza işlemlerini teşvik edici bir tavır takınmıştır. O konuya da daha sonraki yazımda değinmeye çalışacağım.

 


Yazarın Son Yazıları

Kim ne istiyor?

“Anayasamız değişmelidir. Çünkü askerler tarafından yapılmıştır. Bunun yerine, siviller tarafından yapılacak yeni bir anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe sokulmalıdır.”

Devamını Oku
04.06.2025
Dalga... Dalgalar

Başlıktaki “dalga” sözcüğü ve onun çoğul hali, daha çok, edebiî eserlerde kullanılır. Romanlarda, hikâyelerde, şiirlerde...

Devamını Oku
28.05.2025
CHP ve ‘75 yıl’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs günündeki bayramlaşmamız sırasında hatırlattı: O mayıs gününde, benim bir de özel anım var. Anımı kitaplarımda anlatmıştım. Oradan aklında kalmış.

Devamını Oku
21.05.2025
Barışın ve adaletin yolu

Barışın ve demokrasinin gerçekleşmesini ve yerleşmesini hedeflediğini ilan eden girişimlere, elbette karşı çıkılmaz. Başarılar dilenir. Eğer o dileğin gerçekleşmesine katkıda bulunacak bir öneriniz varsa bu, o girişimi yürütmek isteyenlere sunulur.

Devamını Oku
14.05.2025
Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Devamını Oku
07.05.2025
Hedeftekiler (2)

Hedeftekiler (2)

Devamını Oku
30.04.2025
Hedeftekiler…

Hedeftekiler…

Devamını Oku
16.04.2025
CHP, kurultay ve gençler

CHP, kurultay ve gençler

Devamını Oku
09.04.2025
Halkın dediği...

Halkın dediği...

Devamını Oku
26.03.2025
Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Devamını Oku
19.03.2025
Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Devamını Oku
12.03.2025
‘Barış süreci...’

‘Barış süreci...’

Devamını Oku
05.03.2025
‘5N 1K’

‘5N 1K’

Devamını Oku
26.02.2025
‘Hapishanecilik’

‘Hapishanecilik’

Devamını Oku
19.02.2025
Uğur Mumcu

Uğur Mumcu

Devamını Oku
29.01.2025
Turplar...

Turplar...

Devamını Oku
22.01.2025
‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

Devamını Oku
15.01.2025
Barış süreci

Barış süreci

Devamını Oku
08.01.2025
Yeni yıl kutlu olsun!

Yeni yıl kutlu olsun!

Devamını Oku
01.01.2025
‘Silkeleme...’

‘Silkeleme...’

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye ve iki soru...

Suriye ve iki soru...

Devamını Oku
11.12.2024
Gene gündemde

Gene gündemde

Devamını Oku
04.12.2024
Hangi alanda iyiyiz (2)

Hangi alanda iyiyiz (2)

Devamını Oku
27.11.2024
Hangi alanda iyiyiz?

Hangi alanda iyiyiz?

Devamını Oku
20.11.2024
Atatürk ve İnönü

Atatürk ve İnönü

Devamını Oku
13.11.2024
Kayyumlu rejim...

Kayyumlu rejim...

Devamını Oku
06.11.2024
Kutlu olsun...

Kutlu olsun...

Devamını Oku
30.10.2024
İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi

Devamını Oku
23.10.2024
TBMM’de ayağa kalkmak

TBMM’de ayağa kalkmak

Devamını Oku
11.10.2024
Kapalı ve açık...

Kapalı ve açık...

Devamını Oku
09.10.2024
Meclis açılırken...

Meclis açılırken...

Devamını Oku
02.10.2024
Bir o eksikti...

Bir o eksikti...

Devamını Oku
25.09.2024
Eylül ve CHP (3)

Eylül ve CHP (3)

Devamını Oku
18.09.2024
Eylüldeki yıldönümleri (2)

Eylüldeki yıldönümleri (2)

Devamını Oku
11.09.2024
Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Devamını Oku
04.09.2024
Meclis’teki ‘darbe’ler...

Meclis’teki ‘darbe’ler...

Devamını Oku
21.08.2024
Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Devamını Oku
14.08.2024
Normalleşme...

Normalleşme...

Devamını Oku
07.08.2024
Savaş ve Meclis...

Savaş ve Meclis...

Devamını Oku
31.07.2024
Kıbrıs ve barış...

Kıbrıs ve barış...

Devamını Oku
24.07.2024